KEY:

Tatlandırıcı içeren gıdalara dikkat!

Uzmanlara göre tatlandırıcılar gıda katkı maddesi olarak kabul ediliyor ve besin etiketlerinde genellikle belirli kodlarla yer alıyor. İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, tatlandırıcıların sağlığa zararlarını ve besinlerde tatlandırıcı olup olmadığını anlamanın yollarını şöyle açıkladı:

Prof. Dr. Osman Erk

Kan şekerini düşürüp acıktırır

Yapaytatlandırıcılar ve şeker ilaveleri “diyabet dostu” ve “sağlık dostu” olarak lanse edilmesine rağmen insan sağlığını olumsuz etkiler. Tatlandırıcı ağza alınır alınmaz, tat alma refleksinin harekete geçmesiyle vücut çok fazla glikoz aldığını zannederek kanda ani insülin yüksekliği ortaya çıkar. Tıpkı fazla miktarda beyaz şeker ve nişasta alımında olduğu gibi, tatlandırıcı alımı sonrası ortaya çıkan ani insülin yüksekliği kan glikoz düzeyini düşürerek açlık hissinin ortaya çıkmasına neden olur. Kişi bir şeyler yeme ihtiyacı duyar. İnsülin bilindiği gibi yağ yakılmasını önleyen ve vücutta yağ depolanmasına neden olan bir hormondur. Kronik insülin yüksekliği başta kalp-damar hastalıkları olmak üzere diyabet, hipertansiyon, metabolik sendrom, kanser gibi pek çok hastalığın sebeplerinden biridir.

Metabolizmayı bozar

Tatlandırıcılarbeynin hipotalamus bölgesinde bulunan tokluk merkezine zarar vererek tokluk hormonu olan leptin reseptörlerinin işleyişini bozar. Bu yüzden leptin direnci oluşarak vücudun hormonal sistemi zarar görür. Sonuçta yapay tatlandırıcılar güçlü kimyasallar içeren sentetik maddelerdir.

Pek çok hazır gıdada var

Tatlandırıcıların büyük bir kısmı sıvı ve katı gıda maddeleri içinde katkı maddesi olarak bulunurken, ancak küçük bir kısmı sağlık nedenleriyle tatlandırıcı olarak kullanılmaktadır. Marketlerde satılan birçok hazır yiyecek ve içecek içinde tatlandırıcılar ve fruktozdan zengin mısır şurubu yer almaktadır. Diyet içecekler, meyve suları, meyveli maden suları, sütler, bira, meyve şarapları, sakız, yoğurt, baklava, börek, pasta, kek, reçel, marmelat, helva, sütlü tatlılar, çorba, ketçap, konserveler, çikolata, çerez, şekerlemeler bunlardan bazılarıdır. Türkiye’de marketlerde satılan yiyecek ve içeceklerin içinde ne kadar yapay tatlandırıcı olduğu etiketlerde belirtilmemektedir. Sıfır kalori içerdiği söylenen yapay ve doğal tatlandırıcıların, bilinenin ve düşünülenin aksine şişmanlık ve diğer metabolik hastalıklara yol açtığı bilinmektedir. Tatlandırıcılar metabolizma hızını yavaşlatır ve hücre içindeki mitokondri fonksiyonlarını bozar.

Dost bakterilere zarar verir

Laktilol hariç doğal ve yapay tatlandırıcılar, bağırsak florası üzerine olumsuz etki yaparak flora üzerindeki dost bakterilerin oranını azaltır.

Bağımlılık yapar

Aspartam, sukraloz, sakarin gibi yapay tatlandırıcılar diyette asla yer almamalıdır. Yapay tatlandırıcılar tıpkı şeker gibi bağımlılık yapabilen kimyasallardır.

Depresyona yol açar

Genel olarak bütün tatlandırıcılar; beyinde serotonin adı verilen, sinir hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan kimyasal madde miktarını düşürerek depresyona neden olabilir. Serotonin sentezi için triptofan adlı esansiyel bir aminoaside ihtiyaç vardır. İnsülin salgılanması ve tokluk hormonu olan leptin direncine neden olmaları; beyinde serotonin miktarını düşürmeleri ve kanserojen olabilen bazı bileşiklere dönüşebilmeleri gibi nedenlerle tatlandırıcılardan uzak durulmalıdır.

Zayıflatmaz şişmanlatır!

Yapay tatlandırıcıların zayıflamaya yardımcı olduğu düşünülür fakat en önemli yan etkileri artan karbonhidrat isteği ve ihtiyacıdır. Tatlandırıcılar toksin sayılmalıdır, zayıflatmaz aksine kilo aldırır. Yapay tatlandırıcılardan uzak durmak kişinin kilo vermesine yardımcıdır.

İŞTE ETİKETLERDEKİ KODLARI

“Diyet” “light”, “kalorisiz”, “şekersiz” gibi ibarelerle pazarlanan gıdaların rafine şeker yerine, en az rafine şeker kadar zararlı olan çeşitli tatlandırıcılar kullanılmaktadır. Aspartam, sakarin ve asesülfam, Amerika’da en kötü 10 katkı maddesi içinde yer almıştır. Etiketlerinde asesülfam (E950), aspartam (E951), sakarin (E954), sukraloz (E955), taumatin (E957), glisirizin (E958), stevya (E960) kodlarının yer aldığı katı ve sıvı gıdalardan uzak durulmalıdır. Amerika ve Avrupa ülkelerinde son 25 yılda beyin tümörü vakalarında ciddi bir artış saptanmıştır ve bunun yaygın olarak kullanılan aspartamla bile ilişkili olduğu iddia edilmektedir. Doğal tatlandırıcı olan stevya da dahil olmak üzere hiçbir tatlandırıcı kullanılmamalıdır. Yiyeceklerin tadı tatlandırıcı olmadan hissedilmeye çalışılmalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir